12 Eylül 2025 Cuma

12 EYLÜL ACI GÜNLER

Kırk beş yıl önce bu sabah 12 EYLÜL!
Sıkıntılı,üzücü olayların yaşandığı günlerin perşembe gecesi ne yaptık bilmiyorum. Hatırladığım oldukça geç yattığımız. Ev arkadaşım Hülya Kız Meslek Lisesi Müdürlüğü görevine yeni başlamıştı ,okulunu yeni eğitim öğretim yılına var gücüyle hazırlıyordu, akşam geç saatlerde eve dönüyordu. Ben köy ortaokulunda güz dönemi bütünleme sınavları ile uğraşıyordum. Matematik dersinden bütünlemeye kalan teyze oğlumu getirmiştim, matematik öğretmeni arkadaşımdan rica etmiştim sınavlara kadar ders çalışması için.

Hülya ve ben her zamanki gibi erken kalktık o cuma sabahı. Arkadaşımın ilk işi radyoyu açmak oldu yine ama sesi oldukça kısık,evde misafir çocuğu uyandırmamak için. Mutfakta acele kahvaltı hazırlarken radyodan gelen sesten sadece "banka faaliyetleri durduruldu"cümlesini anlayabildim. Sabah telaşesi birbirimize soramıyoruz bile. Hızla hazırlandık benim öğrencisi olmayan sınava köy ortaokuluna yetişmem lazım...(Sınav takvimi yaparken tüm dersler takvimde yer alırdı. O dersten bütünleye kalan öğrenci olmasa da. Nakil öğrenci gelirse,o dersten bütünleme kalmışsa diye ince düşünülürdü. Sabah ya da öğle sınav saatinde okulda olunur belli süre bekledikten sonra tutanak tutulup öğrenci yoktur yazılır imzalanırdı.)
Her iş gününde olduğu gibi hızla evden çıktık. ( Evimiz yanyana üç apartmandan sağ baştaki. Dördüncü kat,çatıkatı . Ömrümün en güzel anılarını yaşadığım mavi köşküm)İkinci apartmandan geçtik üçüncüsü apartmanın birinci katı camından hızlıca tak tak sesleri  dönüp baktık . Çok sevdiğimiz dostumuz İlköğretim Müdürü Cemil bey camda; Allah Allah niye evde bu saatte saniyeler içinde akıldan geçiş, mesai saatlerine en uyan ve uyduran en disiplinli idareci! Pencereyi aralayıp alçak sesle sesleniyor bize "Nereye öğretmenler? Biz de en saf halimizle okulaaa diyoruz" "Darbe oldu,duymadınız mı ?" Biz yine saf hayırrr diyoruz ve gidelim diyoruz birbirimize. Cemil bey hadi gidin bakalım  Yüzbaşı Ömer bey Kaymakamlık makamında mı bakın diyor bize. Darbe görmemiş biz saf öğretmenler iki sokak geçip hükümet caddesine varıyoruz. Bir adım atıyoruz,asker karşımızda. Nereye diyor,biz yine saf öğretmenler okula diyoruz. Asker darbe oldu , yasak! sokağa çıkmak diyor,dönün evinize. Ne oluduğunu pek anlayamadan kimsenin olmadığı sokaklardan eve dönüyoruz. Gündüz pek yayın yapmayan tek TRT kanallı televizyonu açıyoruz Kenan Evren ve komutanlar ellerinde bildiri habire konuşuyor... Anlamaya çalışıyoruz ;o faaliyet durduruldu,bu faaliyetler durduruldu,şu yasak bu yasak. Şaşkınız ,heyecanlıyız ne olup bittiğini anlayamıyoruz....Evde yalnız oturamadık gün boyu ev sahiplerimizle olduk. İki elti,çocukları ve biz kocaman aile olduk, birbirimize sarıldık. 

O kırbeş yıl sürecek karanlık günlerin ilk günlerinde bize ışık oldular minnetle anıyorum...

Arzu Sarıyer 12 Eylül 2025


https://gkedeniz.blogspot.com/2012/09/eylulum.html?m=0&fbclid=IwZXh0bgNhZW0CMTEAAR6JrY00TrVnZj00wrJzBrMdc7-WRpSO-6a3ljWjrWu7CNf3cU1_g3xY2xyeQg_aem_0mFkA_6ogaTFYdV3XTLaTw

 DEFNELER ÖLMEZ

Bir mevsim var ki üşütür yeşilliğimi

Ben geceyle gündüzü bilirim yılları değil.

Ölümsüzlüğü getirdim kıyılarınıza

Düşlerimde hep uzak denizler... Kıyılar...

Gidemem, bağlıyım toprağıma.


Dalımla yaprağımla, ben

Bir savaş simgesiyim oysa

İnsan kardeşlerimin gözünde!

Utkular düşleyen başlar için

Bir çelenk!


Savaşlar, soykırımlar gördük,

İskenderler, Sezarlar,

Ne atlar kaldı onlardan, ne meydanlar...

Gittiler, yıkılıp birer birer,

Biz kaldık.

En kıraç topraklarda tutunduk,

Biz defneler.


Dal kırılır, yaprak dökülür

Ölür mü acılara katlanmasını bilenler,

Direnenler tüm kırımlara karşı...

Ölmez sevgiden yana olanlar

Defneler ölmez!



(Cide, 1978)

Kulağımız Kirişte  adlı şiir kitabından 1983

Bütün Şiirleri 1927-1991(Çınar Yayınları)



Rıfat ILGAZ

1 Ağustos 2025 Cuma

KİTAP



Orhan Veli şiirlerini bilmeyen,okumayan yok gibidir. Kısacık ömründe sonsuza kadar bıkmadan uzanmadan okunacak şiirler yazmıştır.


 Bugün tanıtmak istediğim kitap şiir kitabı değildir. Kitabı Halk Kütüphanesi 'nde görünceye kadar ben de bilmiyordum güzelim denemelerini Orhan Veli'nin. Sevgili şairimiz Orhan Veli'nin 1947 -1950 yıllları arasında öncelikle Yaprak ,Hür,Varlık,Zincirli Hürriyet  gibi dergilerinde   yayınlanan denemeleri zamanının aydın duyarlılığı ile yazılmış,dip notları ile tarih ve edebiyat bilgilerimizi artıran harika bir kitap "Orhan Veli İNSANLARI UYANDIRMAK"



 

18 Mayıs 2025 Pazar

TÜRKAN SAYLAN


 Saygı ve özlemle anıyorum 😔 

MADEM Kİ BU ÇOCUKLAR TÜRKAN MADEM Kİ BU ÇOCUKLAR SAYLAN... 

Doğu’da bir köy gördüm 

dağların arasında, 

öyle mahzun, çaresiz, 

kalakalmış. 

Çıplak kavakları bile 

hüzünlü kalemler gibi 

kara saplanmış. 

Köyün ortasında bir okul 

Ve tezek sobasıyla ısınmaya çalışan çocuklar. 

Bir bıcırık kız, 

Yanında bir karamuk oğlan. 

Buz gibi elleri 

ama gözleri ahu, 

gözleri ceylan. 

Adın ne dedim kıza 

Dedi: Benim adım Türkan. 

Oğlan ekledi: Benimki de Saylan. 

Dedim; 

Dayan yüreğim dayan. 

Madem ki bu çocuklar Türkan 

Madem ki bu çocuklar Saylan 

Gelecek onlarındır, 

Gerisi yalan. 

Değişir bu düzen 

Döner bu devran…

 

(Şiir: Zülfü Livaneli)

29 Kasım 2024 Cuma

 






Eş durumundan dost; eğitim neferi, İstanbul ve Emirgan sevdalısı CAFER HERGÜNSEL 'in iki güzel kitabı ile kitaplı Cumalar diliyorum.📚📙📘📕📗


1940 ların tarihini ve siyasi durumunu pek çok yazarımızdan okumuştum. Çeşitli yazılarda Türk Edebiyatına etkilerini de okudum ama topluca kitapta okumak Cafer beyin kitabında oldu... Ah 40ların cadı kazanı ah...

 

"Emigan'ın Muhteşem Kadınları" Muhteşem kadınların muhteşem öyküleri Cafer beyin kaleminden okumak muhteşem. Doğal,sakın sakin akan sözcükler okurken nasıl bittiğini anlamadım.Zaman zaman orada olmayı çok istedim.Ömrümde sadece iki kez görebildim Emirgan'ı ;ilki lise yıllarımda ilk İstanbul'a gittiğimde,diğeri kızım İstanbul'da okuruken. İlkokul yıllarımdan beri annemden duyardım Emirgan da Emirgan. İlkbaharda cennetten köşe derdi.Cafer beyle tanıştığımdan bu yana Cafer beyin Emirgan'nı diyorum...


Emeklerinize sağlık @caferhergunsel bey,nice nice kitaplar yazasınız ama içinde mutlaka Emirgan da olsun diliyorum. Sonsuz teşekkürler.

10 Kasım 2024 Pazar

10 KASIM


 Doksanlar #tbtsi Denizli Kazım Kaynak Lisesi öğretmenlik hayatımın son beş yılını severek geçirdiğim güzel yıllar. 10 KASIM ATATÜRK 'Ü ANMA programı okulumuza verilmişti,il çapında salon etkinliği bizim okul öğretmen ve öğrencileri görev almıştı. Tarih öğretmeni olan bana da görev düşmüştü. Atatürk ilke ve İnkılapları (12Eylül den sonra Devrim dedittirmediler) sunumu görevim. Çok heyecanlanmıştım;köy,kasaba ilçeden sonra il merkezinde ilk  kez protokol ve toplum karşısında konuşacaktım. Uzun  bir yazı hazırladım İl Milli Eğitim Müdürlüğü ön inceleme yaptığında konuşma metnini çok uzun bulmuştu,kısaltmamı istedi. Üzüldüm,panik oldum. Kısaltmalar yapsam da hiç içime sinmiyordu. Gün geldiğinde ,konuşma sırası geldiğinde önce çok heyecanlı sonra sakin konuştum, konuştum. Nasıl olduysa kıslattığım bazı bölümlerde girdi konuşmama... Güzel bir 10 Kasım Yüce Atatürk'ümüzü anma programı gerçekleştirdik...

Paylaşıtığım bu fotoğraf ve o günkü diğer fotoğraflar ile uzun yıllar Kazım Kaynak Lisesi etkinlik panosunda kaldı. Son yıllarda kaldırılmış,sonu ne oldu bilmiyorum...

Not : Fotoğrafda arkamda özlemle andığım canım öğretmen dostum,o günlerde müdür yardımcısı Edebiyat öğretmeni şair Gülser Hünük. Mekanı cennet olsun 🙏😔

28 Mart 2024 Perşembe

DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ

Dün DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ İDİ 27Mart Facebook geçmişi hatırlatıyor. Yıllar önce blog dünyasında heyecanla yazdığım yazıları oraya da yüklemişim. Dün karşıma çıkınca heyecanlandım yine. Burada da paylaşayım dedim.
 Googlede ararken adımın olmadığı paylaşımda "alıntı keşke kim yazdı bilseydik "notu ile görmüş üzülmüştüm...

 Dünya Tiyatrolar Günü kutlu olsun...


Tiyatro sözcüğünü belki okula gitmediğim yılarda anne babamın sohbetlerinde duymuşumdur."Şu oyunu halk evinde görmüştük.. ne güzeldi "derlerdi.Merak ederdim “Halk Evi”nedir.Gösteremezlerdi bana “Halk Evleri” kapatılalı yıllar olmuş.İlkokul yıllarımda öğretmenimden sık sık duyduğum sözleri anımsıyorum.”Yarın tiyatroya gidiyoruz!”,”yarın okulumuza tiyatro geliyor!” çoğunun adını unuttum.Aklımda kalan oyun adlarından biri”Çatallı köy”bir de “Bir Delinin Hatıra Defteri”.Hiç unutmam Bir “Delinin Hatıra Defteri” oyuncusuna sınıfım adına çiceği ben verdimiştim.Ne çok heyecanlanmıştım,üç cümleyi zor söyleyebilmiştim.Bizim okulumuzda tiyatro salonu yoktu.Öğretmenimiz başka okulların salonlarına götürürdü.Ya da sadece basma dokuma üreten değil aynı zamanda ilçemizin kültür ve sanat üretimine ev sahipliği yapan “Sümerbank Basma Sanaii Müessesi”salonuna da götürürdü.Sümerbank solonuna gitmek bir başka keyifti.Şehir merkezi ile fabrika arasında işçi ve memurların bindiği ,şimdi sesi ve görüntüsü hafızalarımızdan silinmeyen “Gıdı gıdı”adında trene binmek,on onbeş dakikalık güle oynaya yolculuk ve tiyatro...

      Lise yıllarımızda artık tiyatroda kendimiz  de oynuyoruz.”Paydos”da ağlardık bir öğretmenin başına gelenleri gördükçe.”Buzlar Çözülmeden”de de gülerdik.Gördüğümüz saflık hem güldürür hem de düşündürürdü. Lise son sınıfta edebiyat ve felsefe öğretmenlerimizin sık sık yineledikleri öneriler”Üniversiye gittiğinizde kültür ve sanata zaman ayırın.Özellikle Devlet tiyatrolarına gidin.” Ben izmir’de okudum, şanslıydım.İzmir’de devlet tiyatrosu vardı.Sezon buyunca hemen her oyuna giderdik.Unutamadıklarım arasında”Parkta bir sonbahar” ve Sönmez Atasoy gelir.

      Öğrenim hayatı boyunca aldığım tiyatro sevgisi ve bilgisini ben de öğrencilerime vermeğe çalıştım.Öğretmenlikte ilk görev yerim köydü.Bağlı olduğu ilçede ve ilde pek tiyatronun sözü geçmezdi.Olsaydı ne yapar eder götürürdüm onları tiyatroya.Oynayabilecekleri oyunlardan seçer oynatmaya çalışırdım.İşte tiyatro budur dercesine.Umarım anılarında bir tiyatro imgesi oluşturabilmişimdir.Sonraki yıllarda çalıştığım sivil toplum örgütlerinde de en iyi eğitme ve öğretme tiyotrodan geçer anlayışı ile gençlerle oyunlar sahnelemeye çalıştık. Bunlar benim aklımda kalan güzel anılarım..


Tiyatro yazarı,yönetmeni Haluk Işık’ın sözleriyle bitiriyorum.” Ruhumuzu, sanattan başka hiçbir şey arındıramaz. Bunun için ömür tüketenlerinse, sizden başka kimsesi yoktur.

“Tiyatro, bir memleketin kültür düzeyinin aynasıdır” diyor Atatürk. Hepimiz düzey belirleme sınavındayız. Kazandığımızda, ülkemiz ve çocuklarımız kazanacak. Yaşasın tiyatro!”  

Arzu Sarıyer

http://gkedeniz.blogspot.com.tr/search/label/tiyatro?m=0


Geçmiş güzel günlerden #tbt...Tiyatro günlerimiz ; hey gidinin günleri , hey gidinin "Efesi"...

25 Ocak 2024 Perşembe

24 OCAK! UĞUR MUMCU


 Saygı ve özlemle anıyorum... 

Otuz bir yıl önce hain terör  yurtsever cesur yürek gazeteci -yazarımızın bedenini yok etti. Bu fotoğraftaki güzel çocukları babasız bıraktı... Unutulmaz,unutulamaz,unutulmamalı!