6 Mayıs 2020 Çarşamba

6 MAYIS

                                  "Erdemleri rehberimiz;
                                  Anıları yolumuza ışık olsun "
                                   Nihat Behram

                                        DENİZ,HÜSEYİN ,YUSUF
      Çok çok küçüktüm.etrafımda olup bitenleri yeni yeni anlamaya çalışyordum. Bir sonbahar sabah annem,annenem ve dedem ağlıyorlardı.Nedenini soramayacak yaştayım .Aklımda kalanlar onların konuşmalarında geçen sözler:Menderes,Zorlu,Polatkan asıldılar…Belki yıllar sonra asılmanın ne olduğunu öğrendim.Boyuna geçirilen iple boğulup öldürme,ceza,ölüm cezası ,idam.
      Yıllar sonra bir kez daha annemi sabah erken saatlerde ağlarken buldum. Bu bir ilkbahar sabahı idi Bu kez büyümüştüm soru sorabilecek kadar ,neden niçin?... Sabah erken kalkan annem bu kez Deniz,Yusuf,Hüseyin diyordu”.Üç gencecik fidan” diyordu annem,”Onlar adam öldürmediler ki…”Anlamıştım artık çocuk değildim,ilk gençlik yıllarımı sürüyordum.Eve giren gazetelerden Dev-Genç nedir, neler yapmıştır okumuştum.Bugünkü bilincim olmasa da “Tam bağımsızlık, emperyalizm, 6.filo,Gemerek, Mahir, Kızıldere”kavramlarını öğrenmeye çalışıyordum.Bir de günlerce mecliste tartışmalar,İsmet İnönü’nün idam cezasını iptali için cabaları anımsayabildiklerim arasındadır.Yıllar sonra annemin göz yaşı döktüğü iki ayrı idam olayının üçe üç olduğunu anlayacağım.Üçe üç…Bu nasıl misilemedir…Üç karşı devrimciye , üç devrimci mi?...


      O’nlar 68 kuşağı idi on yıl sonra 78 kuşağı olarak adlandırılan bizim kuşak geldi.Bizim kuşak Deniz, Yusuf, Hüseyin, Mahirleri rehber edindi.Teorileri,eylemleri öğretimizdi.Hemen her eylemimizde “Deniz,Mahir,Hüseyin,Yusuf Ulaş!..sonuna kadar savaş!..”sloganımızdı.Savaşan kuşağın gençleriydik biz ..Neden niçin savaş???Onların sözleriyle yanıtlayayım”Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden ,halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık” Bedeli ..Her savaşın bir bedeli vardır,onlar bu bedeli canlarıyla ödediler.Uğur Mumcu’nun dediği gibi:
“Bir gece sabaha karşı,

Pranga vurulmuş ellerimiz

ve ayaklarımızla çıkarıldık

idam sehpalarına.

Herkes tanıktır ki korkmadık.

İçimiz titremedi hiç.

Mezar toprağı gibi taptaze,

mezar taşı gibi dimdik

boynumuzu uzattık

yağlı kementlere

Asıldık ey halkım, unutma bizi”

      Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan,Hüseyin İnan ;Üç yürek,üç fidan.O'nları iki güzel kitap o kadar güzel anlatıyor ki; .Erdal Öz”Gülünün Solduğu Akşam”,Nihat Behram “Darağacında Üç Fidan” Yaşantıları, anıları, eylemleri ve yargılanma süreçleri. Darağacındaki anları,dik duruşları…yankıları,savunmaları ve belgeleri.

      Nihat Behram “Darağacında Üç Fidan” kitabının “Yan yana yaşamış yan yana ölmüşlerdi,ama yan yana gömülmeleri engellendi” bölümünde üç cesur yürekli fidanın üç cesur yürekli babalarını anlatıyor.Çok etkilendiğim bir bölüm. Kısaca şöyle özetliyeyim:Cemil Gezmiş,Beşir Aslan,Hıdır İnan.6 mayıs 1972 sabaha karşı darağacndaki üç fidanın cenazeleri Ankara Karşıyaka Mezarlığın'da babalara gösterilir (polislerin gözetiminde).Hıdır İnan sırayla üçünün de yüzünü açar ve birer birer alınlarından öper.Yıllar sonra oğlunu ancak bu şekilde bu kadar yakından ve içten öpebilmiştir.Yaşayan insan kokuları,daha gövdelerinden uzaklaşmamıştır.”Vatan ve bağımsız Türkiye sağ olsun”der ve örtülerini bir daha açılmamak üzere yüzlerine örter.

      6 mayıs gecenin karanlığı,aydınlığa çekiliyor.Halkın “Hıdırellez” günüdür.Toprağa tohum atılır Hıdırellez’de…Halk inancında toprağın bereket vakti diye bilindiği bir gündür…Bugün O üç cesur devrimci yüreği anıyorsak,unutmuyorsak; O’nların attığı tohumlar yeşeriyor ,dal budak salıyor demektir…

Arzu Sarıyer





Asılmış bir al umuttan
Karagücün korku dalında
Şu can topraktaki üç fidan ölü.
Ve artık ölmezliğin son boyutundan
Göverir yeşil bahar yağmurlarında
Denizgülü, Yusufgülü, Hüseyingülü.
Ölümdür kimileyin kavganın tek ödülü.
Kançiçeği sökünü arkalarından...
Açmış böğrünü, hepsine ana sıcaklığında
Devrimin kankalesi Karşıyaka gömütlüğü.
Ve gençlik günlerine doymamışlık dağından
Bakar, alınlar mavide ve göğüs hep namluda
Gezmişgülü, Aslangülü, İnangülü.
İnanç bir deliçay ki yeşertir bir gün çölü.
Karşıyakanın üç gülü
Yürek dalıma gömülü
Karşıyakanın üç gülü
Tüm kançiçekleriyle
Göz pınarıma gömülü...

TAHSİN SARAÇ / KARŞIYAKA'NIN ÜÇ GÜLÜ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder